top of page
  • Yazarın fotoğrafıE&V

KAZDAĞI EFSANELERİ : SARIKIZ, HASANBOĞULDU, TROYA



Kazdağı Efsaneleri : Hikayeleri İle Ünlü Kazdağları

Kuzeybatı Anadolu’nun önemli kültür merkezlerinden biri olan Kaz Dağları, bu özelliğini mitolojik çağlarda edinmiş, günümüze kadar da çeşitli etkinlikler ve yöre halkının anlatıları vesilesiyle korumuştur.

Kazdağı efsaneleri yazımız, Kaz Dağlarında konaklayan kâşif ruhluların merakını uyandıran efsaneler ile Antik Dönem’deki Kaz Dağlarını konu almakta olup bu dağların önemini farklı bir açıdan gözler önüne sermekte.

İşte geçmişten günümüze biriken kültürümüzün tüm heybetiyle karşımızda duran yapı taşlarından,  efsanevi olayların başrolündeki Kaz Dağlarının diğer yüzü:

Dağların İsmi Konuluyor…

Kaz Dağlarının mitolojideki adı, herkesçe bilindiğini tahmin ettiğimiz ida Dağı’dır. Ancak bu ismin kimler tarafından hangi vesileyle verildiği konusu, sanıyoruz çoğunluk tarafından pek bilinmez. Öyleyse gelin, bu karanlığı aydınlığa çıkarmaya yardımcı olacak inanışlara beraber göz atalım:

Tanrıça Kybele, oğlu Zeus’u Girit’teki ida Dağı’nda dünyaya getirmiş, söylenti odur ki bu önemli olayın olduğu yere atıfta bulunmak için de dağlar, Giritli denizciler tarafından ida olarak adlandırılmış.

Bir başka görüşe göre ida ya da idaia, Anadolu’nun matriyaral tanrısı Kybele’nin sıfatlarından biri.

Avesta metinlerinde (Yunan ve Aryan mitolojisinin kaynağı) ise “gölgelik/serin yer, oturulan düzlük” anlamlarında kullanılmış olan ida adının günümüzde yaşamayan bir Anadolu dilinden geldiği görüşleri de mevcut.

En Bilinen Kazdağı Efsaneleri

İlk çağlardaki ana tanrıça kültünün yörede oluşması, Frig Kybelesi’nin bölgenin ilk mitolojik olgusu olmasına yol açmış.

(Frigya mitolojisinde Kybele’ye ekseriyetle yüksek dağların zirvelerinde tapınılmaktaydı ve İda, en uygun zemini sunmaktaydı.).

Ana tanrıçanın özellikleri farklı tanrıçalar ile ida’da hayat bulmuş durumda

(Bunlardan en yaygın bilineni Efes Artemis’tir.).

Hristiyanlıkta (MS 350) ve akabinde 13. yüzyıldan sonra bölgeye gelen Türklerle de ida Dağı kutsallığını korumaya devam etmiş. Özetle, dağın eteklerinde yaşamını sürdüren milletler ve bu milletlerin kültürleri ile dinleri değişse Kaz Dağları kutsallığını günümüze kadar korumayı başarmış.

Kaz Dağları, efsaneleriyle ünlenmiş durumda. Günümüze kadar ulaşan bu hikâyeler incelendiğinde açıkça görülmektedir ki hikâyelerin odağındaki aşk teması etrafında daima bir engel var ve sonlar hep mutsuz.

Şimdi, Kaz Dağlarının efsanevi yönünü güçlendiren

  • Sarıkız,

  • Hasanboğuldu ve

  • Paris hikâyelerine yakından bakalım:



Kazdağı Efsaneleri 1 : Sarıkız Efsanesi

Sarıkız ile babası Cılbak, önce Balıkesir’in ilçelerinden Edremit’e bağlı Güre köyüne, bir zaman sonra ise Kavurmacılar köyüne yerleşir.

Baba kız kışları köyde, yazları Kaz Dağlarında yaşar. Baba Cılbak, Sarıkız’a vaktini değerlendirmesi için kazlar alır ve bir süre sonra kızını Güre’deki bir imamın ailesine emanet ederek hacca gider.

Bu süre zarfında köyün delikanlıları Sarıkız ile evlenmek ister ancak Sarıkız, babasının yokluğunda gelen bu teklifleri reddeder, kazlarıyla ilgilenmeyi seçer.

Reddedilmeyi gururlarına yediremeyen delikanlılar, Sarıkız’ın gıyabında konuşur, ona iftiralar atar.

Hacdan dönen baba, duyduğu iftiralar karşısında canını almaya karar verdiği kızını şimdiki Sarıkız Tepesi’ne çıkarır.  Namaz vakti gelince baba, kızından abdest almak için kullanmak üzere su getirmesini ister.

(Bir diğer rivayete göre Cılbak duyduğu iftiralar ardından kızını Kaz Dağı’nda bir başına ölüme terk eder ancak uzun zaman sonra onu dağda gördüğünü iddia edenler olması üzerine dağa çıkar, kızını bulur ve abdest almak için su ister.)

Kızın getirdiği su tuzludur. Baba suyu nereden aldığını sorduğu kızından “Denizden.” cevabını alır.

Sarıkız, bulunduğu dağdan kolunu uzattığında Edremit Körfezi’ne ulaşmaktadır. Bu kerametin ortaya çıkmasıyla Sarıkız ortadan kaybolur.

Sarıkız’ın mezarının etrafı taşlarla çevrelenir. Bunu gören ve pişman olan baba köye dönmeye karar verir, ancak yolda, dağın bir başka tepesinde ölür.

  • Sarıkız’ın kabrinin bulunduğu tepecik, Sarıkız Tepesi;

  • Cılbak’ın kabrinin olduğu tepecik, Babatepe (Babadağ);

  • Sarıkız’ın babasının aldığı kazlar için inşa ettiği mekân, Kaz Avlusu; kazları suladığı yer ise Çatalçimi’dir.

Pek çok varyantı bulunuyor olsa da Sarıkız Efsanesi’nin temelde değişmeyen noktaları şöyledir: Sarıkız’ın iftiraya uğraması ve babası tarafından Kaz Dağı’na bırakılması, burada farklı farklı kerametler göstermesi, hem kendisinin hem de babasının öldükten sonra Kaz Dağlarına gömülmesi.




Kazdağı Efsaneleri 2 : Hasan Boğuldu Efsanesi 

Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Zeytinli köyünün delikanlılarından Hasan, Edremit’te kurulan pazarda sebze ve meyve satar.

Bir gün pazarda Zeytinli köyünün üstündeki obalarda yaşayan Emine ile Hasan karşılaşır ve kısa zamanda birbirine âşık olur.

Hasan’ın annesinin aksine oba kültürünü yaşayan Emine’nin ailesi, gençlerin evlenmesine, Hasan’ın bu yaşam tarzına uyum sağlayamayacağı düşüncesiyle karşı çıkar ancak bu karşı koyma karşısında Hasan yılmaz.

Bunun üzerine Emine’nin ailesi, Hasan’dan kendisini ispat etmesini ister.

(Bazı anlatılarda Emine’nin ailesi değil, Emine’nin bizzat kendisi Hasan’ı teste tabi tutar.)

Hasan’ın vereceği sınav, yaklaşık 50 kiloya tekabül eden 40 okka tuzu, obaya, Emine’nin odasına kadar çıkarmak ve böylelikle dayanıklılığını, yiğitliğini ispatlamaktır.

Tuz çuvalını sırtına alan Hasan’a, yol boyu Emine eşlik eder. Yolun yarısını aştıktan sonra, şimdiki Sutüven Şelalesi’ne vardıklarında sırtındaki tuzların tenini yakmasıyla yorulmaya başlayan Hasan, Gökbüvet’te yere yığılır.

Kendinin taşıyabileceği ağırlıktaki çuvalı Hasan’ın taşıyamadığını gören Emine, çuvalı yerden alır, obasına karşı duyacağı mahcubiyeti düşünerek arkasına bakmadan oradan uzaklaşır; ardından seslenen Hasan’ın sesi kulaklarında: “Senin obana ulaşamıyorum, kendi köyüme de varamam. Beni bırakma!”…

Emine obasına varır, pişman olup Hasan’ın yanına dönmek ister ancak bastıran yağmur buna geçit vermez.

Sabah olur, Emine Gökbüvet’e geri döner ama Hasan’ı bıraktığı yerde bulamaz. Zeytinli’ye varır ancak Hasan orada da yoktur.

Her yerde Hasan’ı arayan Emine, en sonunda Gökbüvet’te Hasan’ın gömleği ile ona verdiği çevreyi (yağlık) bulur.

Hasan’ın boğulduğunu düşünmesinin üzerine Gükbüvet’in başındaki çınar ağacında kendini asar.

Bugün, Hasan’ın boğulduğu Gökbüvet, Hasanboğuldu;

Emine’nin kendini astığı çınar ağacı da Emine Çınarı olarak bilinir.




Kazdağı Efsaneleri 3 : Üç Güzeller Yarışması -Troya Savaşı

Troya Kraliçesi Hekabe, oğlu Paris’i dünyaya getirmesine kısa bir süre kala, falcılar tarafından kötüye yorulan bir rüya görür:

Hekabe’nin karnından çıkan alev topu, surları sararak şehrin tamamının yanmasına sebep olmaktadır. Bu rüya, Kral Priamos’un, doğan oğlu Paris’i bir çobana teslim ederek ida Dağı’nda bir başına, ölüme terk etmesine yol açar.

Paris, kendisini emziren bir dişi ayı sayesinde hayatta kalır. Bu mucize, çobanın (Agelaos) Paris’i evine götürüp himayesi altına almasına vesile olur.

Günlerden bir gün, tanrılar katında eğlence düzenlenir ancak Nifak Tanrıçası Eris, davetliler arasında yoktur.

Bu dışlanmışlıktan hoşlanmayan Eris, eğlencenin ortasında şölen sofrasına altın bir elma fırlatır, üzerinde “Üç güzele.” yazan.

Tanrıçalar elmayı almak için mücadele eder. Ayakta kalan son üç tanrıça Hera, Afrodit ve Athena’dır.

Elmayı kimin alacağına karar vermesi için Tanrı Zeus’a başvururlar. Zeus’un, en iyi seçimi ida’da bulunan Paris’in yapabileceğini söylemesi üzerine tanrıçalar ida Dağı’na gelir.

Tanrıçalar, Paris’e rüşvet teklif eder:

  • Hera, Asya Krallığı’nı;

  • Afrodit, Spartalı Helena’nın aşkını;

  • Athena ise aklı ve başarıyı vadeder.

Paris, tercihini Afrodit’ten yana kullanır ve bu tercih, “Büyük Ozan” olarak anılan Homeros’un İlyada Destanı’nda anlattığı, on yıl süren, meşhur Troya Savaşı’nın kapısını aralar.

Çünkü seçimden sonra Paris, Sparta’ya gitmiş, Kral Menelaos’un karısı Helene’yi Troya’ya kaçırmış, bunun üzerine de Helene’yi kurtarmak için Troya’ya akın yapılmıştır.

Tanrı Zeus, bu savaşı ida Dağı’nın doruklarından izlemiştir. Truva Atı da bugün koruma altında olan Kaz Dağı göknarından yapılmıştır.

Bugün sizlere en bilinen Kazdağı Efsaneleri olan Sarıkız, Hasan Boğuldu ve Troya’dan bahsettik. Umarız yazımızı beğenmişsinizdir. Kazdağları Gezi Rehberi yazımıza baktınız mı ?

Efsanelere konu olan bu noktalara çok yakın mesafede yer alan otelimiz : idavilla butik otel hakkında detaylı bilgi almak isterseniz galeri sayfamıza yada bungalov evleri sayfamıza bakabilirsiniz.

Bungalov evlerimizin bulunduğu konumu görmek için iletişim sayfamıza

Yada kazdağı konaklaması için rezervasyon sayfamıza göz atabilirsiniz.





104 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page